Ana SayfaSözler ve MesajlarSait Faik Abasıyanık Sözleri

Sait Faik Abasıyanık Sözleri

Sait Faik Abasıyanık Sözleri

Ben bayrakları değil insanları seviyorum.

Ben, iskambil oynarken, yanımda birisi durursa pek memnun olurum, o zaman oyunu da iyi oynarım. Yalnız başına olan insan kadar büyük adam yoktur ama insanlarla beraber olan insan hakiki kıymetini ölçer, biçer.

Aşkın bir kanadı vardır kırmızıdır, delinir, kan akar. Bir kanadı var, zehir yeşili…

Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor.

Küçük şeyleri unutamayanlar, en geri hatıraları da unutamayanlardır. Hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan her yeri, her şeyi severek öleceklerdir.

O üzüntü birdenbire gelir. Hava yağmurludur. Bir sonu gelmeyecek başlangıç. Böyle sürüp gidecek gibidir her şey. Öyle ki, çocuklar bile çirkindir.

Düşünmeye başlayalı beri bir gün sarhoş olmadan gülmedik ki.

Kuşları boğdular, çimenleri söktüler, yollar çamur içinde kaldı. Dün

Ey Ulu Tanrılar!… Haksızlık ediyorsunuz. Hem de çok büyük bir haksızlık. Size yakıştıramıyorum bunu.

Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmem. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalı.

İğrenir görünürlerden çoğu o nevi insanlardan bin defa daha aşağılıktır.

İnsan olmak için erkek olmanın yeteceğini sanıp aldanmıştı.

Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmem. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalı. İnsanoğlu her şeyden evvel içindeki bu kıskançlıklardan, bu kinlerden, bu ahlaksızlıklardan daha pis şeyi -kendinde, doğuşta varsa bile söküp atmalıdır.

Kelimelerin manalarını elbet biliyordu ama bir türlü birbirleriyle birleşince bir anlam alamıyorlardı.

Sait Faik Abasıyanık Alıntıları

Semaver

Cama kafasını yasladı. Yine hayal etti. Hayal etmek kadar güzel bir şey yoktu.

Ayakucuma düşüp kırılan neşemi gözlerimle topladım.

Ayakucuma düşüp kırılan neşemi, gözlerimle topladım…

Onun için kimse, üç yavrusunu kaybetmiş bir insan diyemezdi. Bu gülen yüz, en bahtiyar insanların yüzüydü. Belki bir hile düşünen hilekâr da böyle gülerdi.

Ve denize bir dakika durup bakmaya vakitleri olmadığını söyleyen bu insanlar ne zevksiz mahlûklardı.

Cama kafasını yasladı. Yine hayal etti. Hayal etmek kadar güzel bir şey yoktu. İnsanı insan eden hayal etmekti…

Sevmekten korkuyorum… ondan karanlıktan, riyadan, zulümden, hürriyet izlikten korkar gibi ürküyorum.

Bir Sonbahar Akşamı

Uzun bir yoldan sonra denizi görmek gibisin.

Alemdağ'da Var Bir Yılan

Sabahleyin uyanır uyanmaz aklımdaydın.

Kâinat tepemde akıl ermez oyunlar oynuyor.

Canım çekiyor diye öpemem seni güzel çocuk!

Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor.

Sabahleyin uyanır uyanmaz aklımdaydı, güldüm.

Bu yürek, bizim yüreğimiz, bir tahtası eksiklerin yüreğidir, dedi.

Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor…

Lüzumsuz Adam

Kendi peşimi bile bıraktım…

Gitmeli, uzaklaşmalı, hiçbir şehirde durmamalı.

Kimdir bu sokakları dolduran adamlar? Bu koca şehir, ne kadar birbirine yabancı insanlarla dolu.

Mahalle Kahvesi

Şu uyku insanın sevgilisi gibi bir şey, gelmeyince sinirlendiriyor.

Karanfil satan adam gülüyor. Ötede simitçi gülüyor. Benden başka hepsi mesut. Topunuzun Allah belasını versin!

Az Şekerli

Dünyada her şeyle alay edilir, şaka yapılır ama şiirle asla!

Bu belki de sevilmediğini bilmekten doğan bir elem, belki de sevildiğini bilmekten doğan bir hainlikti.

Son Kuşlar

Düşünmeye başlayalı beri bir gün sarhoş olmadan gülmedik ki.

Dünya değişiyor dostlarım.

Ölesiye yalnız, ölesiye mesudum. İçim kalabalık çekiyor. İnsanlar çekiyor. Çocuklar istiyorum: haşarı, sarışın, esmer, edepsiz… Seyahatler çekiyor içim.

Hiç içinize taş gibi, ağır bir su gibi bir sevgi oturdu mu? Oturmamışsa Allah aşkına vazgeçin şu yazımı okumaktan.

Aynı kitabın bile insanları birbirine düşman ettiğini bilmiyorlar mıydı?

Havada Bulut

İstanbul’da tifüs, memlekette zelzele, dışarıda harp,  ben sana aşığım: İşte 1942 senesinin 21 Haziranı’nın gece yarısından sonra saat üç buçukta uyanık, beyaz şimşeklerin çaktığı, yağmurlu bir gecenin sana tebliği.

Birdenbire her şeyi hoşuma gitmişti. Ama ben onun birdenbire hoşuna gitmemiştim. Ağır ağır hoşuna gider miyim acaba? Buralarını düşünmedim. Düşünmedim, hemen o gece ona aşık oldum.

Seni hala nasıl seviyorum; bu bir sırdır sevgilim.

Onu nasıl beklediğimi kimseler bilemez. Bir insan nasıl beklenir?

Sarnıç

Önümüzde hayat Her gün bir başka uykuya yatıp bir başka rüya göreceğiz.

Sait Faik Abasıyanık’ın Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.

Sayfamızda Sait Faik Abasıyanık’ın hayatı ve eserleri yer alır.

Like
Love
Care
Haha
Wow
Sad
Angry
KitapDiyarı
KitapDiyarı
İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin

Sosyal Medya

790BeğenenlerBeğen
4,017TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
54AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular